Mevlana Aşk Sözleri


Mevlana aşk sözleri sayfamızın güzel sözler kategorisinde yer almaktadır. Tüm insanlığa ışık tutan Mevlana sözleri bu içerikte sizlerle… Mevlana aşk sözleri yanı sıra aynı zamanda Mevlana özlü sözler, Mevlana dostluk sözleri, Mevlana aile sözleri, Mevlana insanlık sözlerine de erişebilirsiniz.
Sizler için özenle hazırladığımız Mevlana aşk sözlerini sosyal medya hesaplarınızda ya da istediğiniz platformda paylaşabilirsiniz. Aşağıda Mevlana’nın en güzel aşk sözlerini bulabilirsiniz.
Mevlana aşk sözleri hakkında beğendiğiniz sözleri en aşağıda yorum kısmına bırakabilirsiniz. Sizler de güzel söz önerilerinizi yorum kısmında belirtebilirsiniz.
İşte En güzel Mevlana Aşk Sözleri 😊
Mevlana Aşk Sözleri Kısa, Uzun
Yok dünyada hicrandan daha acı Ne istiyorsan et de onu etme.
Ey gönül! Ne tuhaf değil mi? Bir ömür, şah damarından daha yakın bir sevgiliyi aramakla geçiyor.
Küle döndüysen yeniden güle dönmeyi bekle. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla.
Aşk; sanԁığın kaԁar değil, yanԁığın kaԁardır. Hz Mevlana
Her gönül bir tek sevgiliye dönüktür aslında lakin kıblesi yanlıştır bulduğunu sandığı şey gerçekte aradığı değildir. Kimisi bir gül yüzlü güzele meftun, kimisi bir ceylan bakışlıya mecnundur, bazısı dünyaya kanmış, bazısı mala mülke aldanmıştır oysa. Her biri bir sevgili tarafından sınanmıştır.
Sen sadece sen değilsin; bensin, benimsin, bendesin.
Uğruna fedakarlık yapmadığın sevgiyi, yüreğinde taşıyıp da kendine yük etme. – Hz. Mevlana
Bir insan bilmiyorsa ne istediğini hem seni ziyan eder hem kendini. Dibini görmediğin suya dalmadığın gibi emin olmadığın sevgiye teslim etme kendini. – Hz. Mevlana
Yağmurların da ıslandığı bir yağmur vardır. Adı aşk. Ateşlerin de yanıp kül olduğu bir ateş vardır. Adı aşk. Kelebekleri intihara sürükleyen, yıldızları da kaydıran aslında aşk. Gölgelerin gölgede kaldığı bir durumdur, sırların sır verdiği bir haldir aşk. Ve aslında aşkın da aşık olduğu bir aşk vardır ilahi aşk.
Ey gönül. Ne tuhaf değil mi? Bir ömür, şah damarından daha yakın bir sevgiliyi aramakla geçiyor.
Acı su da, tatlı su da berraktır. Sakın görünüşe aldanma… Görünüşte herkes insandır ama gerçek insan hal ehli olandır.
Bir muammadır aşk. Kiminin vicdanına atılan taş, kiminin de gözünden akıtılan yaştır aşk.
Bilmeyen ne bilsin seni gamlanma deli gönül, gönülden anlamayana bağlanma deli gönül.
Birini seviyorsanız O’nu Allahtan isteyin. Kalpler Allah’ın Elindedir. Hz. Mevlana
Tövbesiz ömür, can çekişmekten ibârettir. İnsanı yaşayan ölü hâline sokan ölüm ise Allah’tan habersiz olmaktır. Allah’tan başkasını istemek, istenen şeyin artması zannını verir ama bu istek hakikatte artmasını istediği şeyin tamamıyla eksilmesini istemektir.
Gerek yok her sözü laf ile beyana. Bir bakış bin söz eder bakıştan anlayana.
Dediler ki “gözden ırak olan gönülden de ırak olur” dedim ki “gönüle giren gözden ırak olsa ne olur.”
Aşkın hikâyesini durmaksızın feryâd eden bülbüle değil..Sessiz sedasız can veren pervanelere sor.
Mutlu olmak istiyorsan; gururu bırak, gönüller almaya bak.
Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerce defa aferin.
Aşk nasip işidir hesap işi değil! Aşk adayıştır arayış değil! Sen adanmışsan ve yanmışsan bu uğurda aşk seni bulmaya gelir.
Mecazi aşk, altınla bezenmiş bir güzelliktir. Görünüşü nurdur fakat içi dumandır. Nur gitti de duman meydana çıktımı mecazi aşk, derhal soğur, donar.
Mecnun değilim dost; lakin çağırırsan çöllere gelirim. Sana yalan halde gelmem, toplarım özümü yalın halde gelirim. Kapıyı çaldığında ‘kim o?’ dersen; ben olmam kapında sen olur gelirim. Sen gel de yeter ki,yola yük olmam,yol olur gelirim.
Ömründen nasibin, kendini sevgiliden mesut bulduğun andan ibarettir.
Gözüm toprak olacak, ama gönlüm daima aşk kokacak. – Hz. Mevlana
Sıkıntılar, Sevgili’nin gönderdiği misafirdir; gelir ve gider. Önemli olan, gönderenin hatırına o misafire sabredebilmektir. – Hz. Mevlana
Ey gönül. Ateş için rüzgâr ne ise, aşk için de ayrılık öyledir; küçük olanı söndürür, büyük olanı ise daha da güçlendirir ve iyi bil ki, ey gönül. Aşk; ateşten bir denizi, mumdan kayıkla geçmektir yanıp kül olmadan asla geçemezsin.
Ey gönül. Ne tuhaf değil mi? Bir ömür, şah damarından daha yakın bir sevgiliyi aramakla geçiyor.
Aşk okunun açtığı yaradan, nice bağrı yaralı, nice avlanmış hasta var! Fakat ortada ne ok görünüyor, ne de yay.
Aşk ebedi olan sevgiden gayrı her şeyi yakmaktır.
Ey sevgili. Sen benim içten içe kanayan en derin yaramsın. Ne kadar özlendiğini bir bilsen, yokluğundan utanırsın.
Güzel üslupla söz söyleyenleriz; Mesih’in talebesiyiz; nice ölülere tuttuk da can üfürdük biz.
Her şey üstüne gelip seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçme! İşte orası kaderinin değişeceği noktadır.
Ey gönül! Gülü seviyorsan dikenini de seveceksin deryayı seviyorsan dalgalarını da seveceksin vuslatı seviyorsan firakını da seveceksin sevgiliyi seviyorsan nazını da seveceksin hayatı seviyorsan ölümü de seveceksin.
Sustum artık gönül hakkında bir şey söylemeyeceğim. Çünkü gönlün vasıflarını saysam, aklın almaz, gönül senin düşüncene sığmaz.
Göklerin yolu içtedir gönüldedir sen aşk kanadını aç aşk kanadın kuvvetli olursa merdiven arama derdin kalmaz.
Allah’tan gelene razı olursak Allah’ta bizden razı olur.
Taşın kalbi yok ama onu da yosun sarar. Aşk, bir uçurumdan düşmek gibi bir şey, işte bu yüzden sevgili’ye “yar” denir…
Misafirsin bu hanede ey gönül umduğunla değil bulduğunla gül hane sahibi ne derse o olur ne kimseye sitem eyle ne üzül.
Göklerini dönüşünü aşktan bil. Aşk olmasaydı dünya donar kalırdı.
Aşk; bilmektir ey sevgili! Bir tek yârı bilmek, onu candan daha aziz bilmektir. Ondan gayrı bildiklerinin hiçbir şey olduğunu, dünyanın onunla mana bulduğunu bilmektir. Onun selamı ile gelen bela olsa eyvallah diyebilmektir.
Aşk kalpten vurur, dost ise sırttan. Kalp iyileşir ama sırt hep kambur kalır.
Hz. Mevlana’ya sormuşlar “aşk nedir?” diye. Ben ol ki bilesin! Demiş.
Aşığın gönlünde bir denk varsa ancak Sevgilinin şeker dengidir. Gönülde bir yolculuk düşüncesi varsa ancak Sevgiliye gitme ona kavuşma düşüncesidir. – Hz. Mevlana
Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasır gibidir. Ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. İki yolda da tek bir gerçek olacak; canın çok ama çok acıyacak…
Ey sevgili, ilacım da sensin, çarem de sensin. Yüz parça olmuş gönlümün nuru da sensin. Çaresiz gönlüm de, senden başka ne varsa hepsi yok oldu. Beni kimsesiz bırakma! Gel!
Ey sevgili. Sen benim içten içe kanayan en derin yaramsın. Ne kadar özlendiğini bir bilsen, yokluğundan utanırsın.
Bana göre aşık öyle olmalı ki, şöyle bir kalkınca, her tarafı ateşler sarsın; her tarafta kıyametler kopsun.
Mevlana’ya sormuslar “sevgili” nasıl olmalı diye. Sevilecek biri olmadıgı zamanlarda bile seni sevmeli. Sarılacak biri olmadıgı zamanlarda bile sana sarılmalı dayanılmaz oldugun zamanlarda bile sana dayanmalı.
İnsan gözden ibarettir aslında, geri kalan cesettir. Göz ise ancak gerçek dostu görendir.
Aşk vadisinde, hiçbir nişane, hiçbir iz yoksa üzülmemeli; çünkü, Hakk’ın lûtfuyla bazen umutsuzluktan bile umutlar doğar. Ey gönül, sakın umutsuzluğa düşme! Allah’tan umudunu kesme ki, bazen can bahçesinde, sögüt ağacının dalı bile hurma verir.
Sevgi ve merhamet insanlık; hiddet ve şehvet hayvanlıktır.
Aşk kalpten vurur, dost ise sırttan. Kalp iyileşir ama sırt hep kambur kalır.
Aşkının varlığında öyle yok oldum ki, O yokluk binlerce varlıktan daha hoştur