Atasözleri

A Harfi ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

A harfi ile başlayan atasözleri ve anlamlarını bu sayfada bulabilirsiniz. Türkçe atasözleri, atasözü örnekleri, en güzel atasözlerini aşağıda bulabilirsiniz.

Atasözleri ve anlamları taşıdığı manevi yük bakımından toplumumuzda ayrı bir öneme sahiptir. A harfi ile başlayan atasözleri listelemesi yaptığımız yazımıza geçmeden önce biraz bu durumdan ve ülkemizde ki kullanım şeklinden bahsetmek istiyorum. Öncelikle kısa bir tanım yapmak gerekirse Atasözleri; eski bir zaman diliminde söyleyeni belli olmadan yani anonim olarak bir araya gelmiş ve kalıplaşmış cümlelerdir. Burada altı çizilmesi gereken nokta kalıplaşmış olmasıdır. Yani birer kelime gibi olmuşlardır ve değiştirilmeleri söz konusu olmaz.

En güzel atasözleri bu yüzden köklü geleneklere sahip devletlerden çıkmaktadır. Tabi ki bunlardan ilk sırayı ülkemiz alıyor. Kadim bir Türk kültürüne sahip olduğumuz için ve uzun yıllardır bu coğrafya da olduğumuz için devlet atasözleri, halktan çıkan atasözleri gibi çok farklı anlamda deyişimiz vardır. Diğer bir örnek ise Çin. Çin Atasözleri de yine bizim ülkemizde ki gibi sık bilinir ve değer verilir. Çünkü onlarda köklü bir kültüre sahiptir ve kültürlerine sahip çıkmada oldukça iyilerdir.

Biz daha çok ne durumlarda kullanıyoruz derseniz genelde öğüt veya ders vermek amaçlı kullanırız. Şöyle örnekleyebiliriz, mesela tartışmaların hararetlenen ve üste çıkılması gereken bölümlerinde şöyle deriz değil mi; ne demiş büyüklerimiz. Sonrasında konuyla alakalı bir Atasözü ile durumu toparlayabiliriz. Bu anlamda çok kullanılan ve anlamları benimsenen deyişler olduğu gibi az bilinen atasözleri ve anlamları da vardır. Tabi ki o kadar çok deyişe sahibiz ki hepsini bir arada bilmemiz veya öğrenmemiz mümkün görünmüyor. Bu açıdan bizde sizlere A harfi le başlayan atasözleri ve anlamları belirten bir liste oluşturduk. İçerisinde bulunduğunuzun durum özetleyen en az birkaç tane deyiş bulacağınızdan eminim. Tabi gündelik hayatta da kullanabilirsiniz. Bazıları o kadar özlü ki paylaşımlarınızın altına koyabilir hatta Whatsapp durum sözleri olarak bile kullanabilirsiniz. Şimdiden iyi okumalar.

A Harfi ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Aba altında er yatar: Giyim kuşam kişiliğe ölçü olamaz. (aba: Kaba yünden yapılmış yakasız ve uzun üstlük.)

Abanın kadri yağmurda bilinir: Bir şeyin gerçek değeri, ancak ona çok ihtiyaç duyulduğu zaman iyi anlaşılır.

Abdala malum olur: Bir şeyin olacağını önceden sezen kimseler için söylenen bir söz.

Abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır (yolda olur): Çıkarına düşkün kimselerin arkadaşlığı işi bitinceye kadardır.

Acele ile menzil alınmaz: Acele etmekle daha çabuk sonuç alınır sanılmamalıdır. (menzil: Bir günlük yol.)

Acele ile yürüyen yolda kalır: İş yaparken acele eden şaşırır, işini bitiremez.

Acele işe şeytan karışır: Düşünüp taşınmadan ivedi olarak yapılan işten iyi sonuç alınamaz.

Acemi katır kapı önünde yük indirir: Beceriksiz ve anlayışsız kişi kendisine yaptırılan işi en önemli yerinde bırakır.

Acı acıyı keser, su sancıyı: Bir güçlüğü yenmek için başka bir güç yola başvurulmalıdır.

Acı patlıcanı kırağı çalmaz: Herhangi bir duruma alışkın olan kimseyi benzer kötü durumlar etkilemez.

Acıkan doymam sanır, susayan kanmam sanır: Bir şeyi uzun süre elde edemeyen kimse, daha sonra o şeyden ne kadar çok edinirse edinsin yine kendisine yetmeyeceği kanısında bulunur.

Acıkan ne yemez, acıyan ne demez: Geçim sıkıntısı içinde bulunan kişi geçinebilmek için her yolu dener, her işi yapar, canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler.

Acıkanın yanağından, susayanın dudağından belli olur: Bir insanın ne durumda olduğu yüzünden anlaşılır.

Acıklı başta akıl olmaz: Büyük sıkıntılar içinde bulunanlar mantık dışı işler yapabilirler.

Acıkmış kudurmuştan beterdir: Uzun süre bir nesnenin yokluğunu çeken kimse, onu gördüğünde büyük bir istekle ona saldırır.

Acından kimse ölmemiş: Kişi yoksul olabilir, işsiz ve parasız kalabilir ama aç kalmaz, mutlaka bir geçim yolu bulur.

Aç aç ile yatınca arada dilenci doğar atasözü ve anlamı: Karı ve koca yoksul olursa bunlardan doğacak çocuk zengin olmaz ya.

Aça kuru ekmek bal helvası gibi gelir. (Aça arpa ekmeği etten lezzetli gelir) atasözü ve anlamı: İş bulamayan kişi, eline geçen çok küçük bir işi büyük bir nimet sayar.

Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez atasözü ve anlamı: Aç, hiçbir mazeretle susturulamaz. Çocuk da bir şey istedi mi, beklemek bilmez.

Aç anansa (atansa) da kaç atasözü ve anlamı: Aç her fenalığı göze almıştır. En yakınları için bile korkulacak bir kimsedir. Krş.”Aç, yanından kaç.”

Aç arslandan tok domuz yeğdir atasözü ve anlamı: Sadece soyluluk işe yaramaz. Soysuz olup para kazanan, soylu olup da para kazanmayandan üstündür.

Aç (arık) at yol almaz, aç (arık) it av almaz atasözü ve anlamı: İş gördüğünüz kimseleri aç bırakırsanız kendilerinden yararlanamazsınız.

Aç ayı oynamaz atasözü ve anlamı: Kendisiyle kazanç sağladığınız hayvan ya da insanı doyurmalısınız ki görevlerini yapabilsinler.

Aç bırakma (koyma) hırsız edersin, çok söyleme arsız (yüzsüz) edersin atasözü ve anlamı: “Çok söyleme arsız edersin…”

Aç domuz darıdan çıkmaz atasözü ve anlamı: Kötü yaradılışlı açın düşündüğü tek şey, karnını doyurmaktır. Bunu yaparken kime, neye zarar verdiğini düşünmez.

Aç doymam, tok acıkmam sanır atasözü ve anlamı: Aç insan, yeterinden çok yiyecek ister. Tok insan da kendisine yiyecek şey gerek değil gibi davranır. Sözgelişi yoksul kişi, kazandıkça daha kazanmaya çalışır. Varlıklı kişi ise durumunun sürüp gideceğini sanır da kazanç yollarına başvurmaz. Dahası elindekini de savurur.

Aç elini kora sokar atasözü ve anlamı: Aç insan, yiyeceğini sağlamak için kendisini tehlikeye atmaktan çekinmez.

Aç esnek, aşık gerinir atasözü ve anlamı: İçinde bulundukları koşulara göre herkesin aynı bir durumu, ayrı bir davranışı vardır.

Aç gezmekten tok ölmek yeğdir atasözü ve anlamı: Aç olarak yaşamanın ne tadı vardır? Ölürken bile tok olmak yeğlenir.

Aç gözünü, (yoksa) açarlar gözünü atasözü ve anlamı: Her işinde uyanık bulun. Yoksa öyle silerler yersin ki gözünü dört açmak zorunda kalırsın.

Açık ağız aç kalmaz atasözü ve anlamı: Ne istediğini bilen ve bunu söylemekten usanmayan kimse aç kalmaz. Yaşayan kimse geçim yolunu arar, bulur. Krş. “Acından kimse ölmemiş.”

Açık yaraya tuz ekilmez atasözü ve anlamı: Taze bir acısı bulunan kimsenin üzüntüsü, birtakım söz ve davranışlarla artırılmamalıdır.

Açılan solar, ağlayan güler atasözü ve anlamı: Hiçbir durum olduğu gibi kalmaz, tersine döner: Güzel çirkinleşir, üzüntülü olan mutluluğa kavuşur.

Açın gözü ekmek teknesinde olur atasözü ve anlamı: Kişinin bütün düşündüğü şey, yaşaması için büyük değer taşıyan şeyi elde etmektir.

Açın imanı olmaz atasözü ve anlamı: A harfi ile başlayan atasözleri arasındadır. Anlamı: Aç olan kimse, karnını doyurabilmek için her şeyi yapar: İnsafsızdır, ahlak ve din kuralları da tanımaz.

Açın karnı doyar, gözü doymaz atasözü ve anlamı: Uzun zaman aç kalmış kişi, bu durumunun sıkıntısını unutamaz. Bol yiyeceğe kavuşup karnını iyice doyurduğu zaman bile içinde yemek başından kalkmak istemez; gözü yiyecekte kalır.

Açın koynunda ekmek durmaz (eğleşmez) atasözü ve anlamı: Kazancı kendisine yetmeyen kişi, eline geçeni hemen harcar; yarına bir şey saklayamaz.

Açın kursağına çörek dayanmaz atasözü ve anlamı: Yoksulluk içinde bulunan kimse kolay kolay genişliğe kavuşamaz. Bir eksiği giderilirse başka bir eksiği kendini gösterir.

Açın kursağına çörek dayanmaz atasözü ve anlamı: Yoksulluk içinde bulunan kimse kolay kolay genişliğe kavuşamaz. Bir eksiği giderilirse başka bir eksiği kendini gösterir.

Açın uykusu gelmez atasözü ve anlamı: “Aça dokuz yorgan örtmüşler…”

Aç ile dost alayım diyen peşin karnını doyursun atasözü ve anlamı: İlişki kuracağımız kimsenin sağlaması olanağı bulunmayan şeyi, ona güvenmekten, kendimiz sağlamalıyız.

Aç ile eceli gelen söyleşir atasözü ve anlamı: Açın gözü hiçbir şeyi görmez. O, karnını doyurmak için, kendisine güçlük çıkaran kimseyi öldürebilir için, kendisine güçlük çıkaran kimseyi öldürebilir.

Aç karın katık istemez atasözü ve anlamı: Büyük gerekseme içinde bulunan kişi, lüks peşinde koşmaz. Eline geçen değersiz nesneleri bile beğeni ile karşılar.

Aç köpek fırın (ı, fırın damı, duvarı) deler (yıkar) atasözü ve anlamı: Aç kimse, karnını doyurmak için, gücünün yetmeyeceği sanılan engellerle çarpışır ve istediğini elde eder.

Aç kurt aslana saldırır atasözü ve anlamı: Açın gözü kararmıştır. O, karnını doyurmak için gerekirse ölümü göze alarak kendisinden kat kat güçlü olan yaratıklarla boğuşur.

Aç kurt yavrusunu yer atasözü ve anlamı: Aç olan, karnını doyurmak için canavarlığın en korkuncunu yapar.

Açlık ile tokluğu arası yarım yufka (bir dilim, bir lokma ekmek) atasözü ve anlamı: Yoksulluğa yerinmemeli. Küçük bir şey, en büyük gerekseme duygumuzu gidermeye yeter.

Açma sırrını (sırrını açma) dostuna, (dostunun dostu vardır) o da söyler dostuna atasözü ve anlamı: Bir sır, dosta bile açılmamalıdır. Açılırsa o da kendi dostuna anlatır. Bundan üçüncü kişi duyar. Böylece sır yayılır, sır olmaktan çıkar.

Aç ne yemez, tok ne demez atasözü ve anlamı: Yoksul kişi eline geçen şeyin iyisine kötüsüne bakmaz. Varlıklı kişi ise en güzel şeylerde bile kusur bulur; çekinmeden her şeyi söyler.

Aç ölmez, gözü kararır;susuz ölmez, benzi sararır atasözü ve anlamı: Yoksulluk insanı öldürmez ama, türlü türlü üzüntü ve sıkıntı içinde yıpratır.

Aç tavuk (düşünde) kendini buğday (arpa, darı) ambarında sanır (görür) atasözü ve anlamı: Yoksul kişi, kendini bolluğa kavuşma hayaline kaptırır. O zaman yapacağı işleri şimdiden tasarlar.

Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü atasözü ve anlamı: Karşındakini kızdırarak seninle ilgili kötü şeyleri ortaya dökmesine, senin için kötü sözler söylemesine yol açma.

Aç, yanından kaç atasözü ve anlamı: Yoksul ile arkadaş olmaya gelmez. Çünkü sonu gelmeyen istekleriyle seni rahatsız eder.Dahası, kendi çıkarı için sana fenalık yapabilir.

Aç, yanında sarpın kurcalanmaz atasözü ve anlamı: Bir nesneden yoksun olan kişi yanında o nesne üzerine dikkati çekecek davranışlarda bulunulmamalıdır.

Ada bana, adayım sana: Sen başkasına yardımcı ol, iyilik yap ki o da sana yardım etsin, dostluk göstersin.

Adalet ile zulüm bir yerde barınmaz: Hak, hukuk ve doğruluğun bulunduğu yerde zulüm olamaz.

Adam adama yük değil can gövdeye mülk değil: Yanımıza her kim gelirse yanımızda sürekli kalmaz. Onun için onu yük olarak görmemeliyiz.

Adam adamdır, olmasa da pulu; eşek eşektir, olmasa da çulu: Zengin olmak insanın değerini artırmaz.

Adam ahbabından bellidir: Kişi arkadaşından belli olur.

Adam olana bir söz yeter: Kendini bilen iyi insanlar için sözü bir kez söylemek yeterlidir.

Adamakla mal tükenmez: Hayır işlerine para vermeyi vaad etmekle yardımsever görünmekle cömertlik yapılmış olmaz.

Adamın adı çıkacağına canı çıksın: Toplumun bir insan hakkında verdiği yargı çabucak değişmez. Eğer bir adamın adı kötüye çıkmışsa bu durum onun için katlanılmazdır, süreklidir.

Adamın alacası içinde, hayvanın alacası dışında: Hayvanların özellikleri görünüşlerinden belli olur. İnsanların kötü huylu olup olmadıkları dışarıdan bakılmakla anlaşılmaz.

Adamın iyisi alışverişte belli olur: Alışveriş sırasında hileye başvurmayan yalan söylemeyen ahlâksız yollara sapmayan kimse iyi biridir.

Adamın iyisi iş başında belli olur: Kişinin gerçek değeri işindeki başarısı, çalışması ve çevresindekilere karşı davranışlarıyla ölçülür.

Adamın yere bakanından, suyun ağır akanından kork: Niyetini belli etmeyen kimseler ağır akan suya benzerler. İçlerindeki kötülükleri hissettirmezler, dolayısıyla asıl onlardan korkulmalıdır.

Âdemoğlu çiğ süt emmiştir: Başlangıcından bu yana nankörlük, iyiliğe karşı kötülük insanoğlunun değişmez bir sıfatı olmuştur hep.

Ağaca balta vurmuşlar ‘sapı bedenimden’ demiş: İnsana en yakını bile kötülük edebilir.

Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur: Çocuklar ana ve babalarından öğrendiklerini yapmaya özenirler.

Ağaca dayanma kurur, adama (insana) dayanma ölür: İnsan yapacağı işte başkalarına değil, kendine güvenmelidir.

Ağacın kurdu içinde olur: Bir topluluğu çökertecek olan şey yine kendi içinden çıkar.

Ağacın meyvesi olunca, başını aşağı salar: Yararlı eserler veren, bilgi ve erdemle donanmış kimse alçak gönüllü olur.

Ağaç kökünden yıkılır: Bir düzen, ayrıntıların değişmesiyle değil temelin bozulmasıyla yıkılır.

Ağaç ne kadar uzasa göğe ermez: İnsan ne kadar yükselirse yükselsin bir yerde durur.

Ağaç ucuna yel değer, güzel kişiye söz değer: Güzel insanlar her yerde ilgi çekerler, her zaman onların sözü kabul edilir.

Ağaç yaprağıyla gürler (güzeldir): İnsan önemli işleri akrabası, yakınları, yandaşlarından güç alarak daha kolay yapar.

Ağaç yaş (fidan) iken eğilir: İnsanlar küçük yaşta kolay eğitilir.

Ağanın alnı terlemezse ırgatın burnu kanamaz: İşveren işçisi ile birlikte çalışmazsa işçi işe var gücüyle sarılmaz.

Ağanın malı çıkar, uşağın canı: Bir afeti önlemek için işveren malını, işçi de canını feda eder.

Ağası güçlü olanın kulu asi olur: Dişli birine dayanan, güvenen kişi herkese kafa tutar, kabadayıca davranır.

Ağası güçlü olanın, kulu suçlu olur: Kuvvetli kimselerin suçları yanındakilere yüklenir.

Ağılda oğlak doğsa ovada otu biter: Tanrı her yarattığının rızkını verir.

Ağır git ki yol alasın: Bir işte başarılı olmak isteyen kimse, ağır ağır ama güvenilir adımlarla yürümelidir.

Ağır kazan geç kaynar: 1. Kalın kafalı insan bir konuyu zor anlar. 2. Tembel olan işi geç yapar.

Ağır taş yerinden oynamaz: Ağırbaşlı insan kimsenin oyuncağı olmaz, onu yıpratmaya kimsenin gücü yetmez.

Ağız yer, yüz utanır: Armağan alan, armağanı verenin isteğini yerine getirmemeye çekinir ve mutlaka yapmaya çalışır.

Ağlama ölü için ağla diri için: Ölüp giden aslında dünyanın bütün dert ve sıkıntılarından kurtulmuştur onun adına üzülmek yersizdir, esas dünyada kalan ve onun sıkıntısını çekenler için üzülmek gerekir.

Ağlarsa anam ağlar, başkası (kalanı) yalan ağlar: İnsanın sıkıntısını yürekten paylaşan yalnızca annesidir, diğerlerinin üzülmesi yüzeyseldir.

Ağlayanın malı gülene hayretmez: Birinden haksız olarak alınan mal, alana yarar sağlamaz.

Ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar: Yazın çalışan kışın rahat eder. (zemheri: Kara kış.)

Ahmak gelin yengeyi halayığı sanır atasözü ve anlamı: Ahmak kimse, kendisini korumakta olan kişiye, hizmetine verilmiş biri gözüyle bakar ve saygısızca davranışıyla onun gönlünü kırarak hizmetinden yoksun kalır.

Ahmak (şaşkın) misafir ev sahibini ağırlar atasözü ve anlamı: Misafiri ağırlamak ev sahibine düşer Ama şaşkın misafir bunun tersini yapar. Başkasının görev ve yetkilerini üzerine alan böyle ahmaklar başka konularda da görülür.

Akacak kan damarda durmaz atasözü ve anlamı: Bir zarara uğramak alnımıza yazılmışsa ne yapsak önüne geçemeyiz.

Ak akçe kara gün içindir atasözü ve anlamı: Kazanmakla mutluluk duyduğumuz para, zamanımızda bizi sıkıntıdan kurtarır. Böyle durumlarda parayı harcamaktan çekinmemeliyiz.

Akan çay her zaman kütük getirmez atasözü ve anlamı: Kimileyin emek harcanmadan para kazanılsa da bu her zaman gerçekleşmez.

Akan su yosun tutmaz atasözü ve anlamı: “İşleyen demir pas tutmaz.”

Akara kokara bakma, çuvala girene bak atasözü ve anlamı: İyi, kötü deme;mal ve para biriktir

Akarsu çukurunu kendi kazar (Su yatağını bulur) atasözü ve anlamı: Bir şeyler yapma isteği ve gücü bulunan kişi, uygun bir çalışma yönü ve alanı bulur.

Akarsu kokara bakma, çuvala girene bak atasözü ve anlamı: Bir şeyler yapma isteği ve gücü bulunan kişi, uygun bir çalışma yönü ve alanı bulur

Akarsu pislik tutmaz atasözü ve anlamı: Eski bir kanışa göre akar su –ne kadar kirletilirse kirletilsin temiz kalır.

Alet işler, el övünür: Bir kimse ne kadar usta olursa olsun, o iş için gerekli aletleri yoksa işinde başarı sağlayamaz.

Allah bilir ama kul da sezer: Bir işin iç yüzünü ya da nasıl bir sonuç vereceğini ancak Allah bilir. İnsan da kafasını kullanarak aşağı yukarı bir tahminde bulunabilir.

Allah dağına göre kar verir: Yüce Allah, kullarına ancak onun kaldırabileceği kadar yük verir.

Allah’tan umut kesilmez: Allah, kendisine inananları en umutsuz anlarında bile bir sebep oluşturup onları sevindirir, işlerini düzeltir.

Alıcı kuşun ömrü az olur: Herkese saldıran zarar veren onların sırtından geçinen kimselerin düşmanı çok fazla olur.

Alın yazısı değişmez: Kişi ne yaparsa yapsın kaderini değiştiremez.

Alışmış kudurmuştan beterdir:  Herhangi bir şeye alışık olan kişi bu alışkanlığından kolayca vazgeçemez.

Alışmış kursak, bulamacını ister: Bir kimse bir şeyden sürekli yararlanırsa ondan yoksun olmayı istemez.

Âlim unutmuş, kalem unutmamış: Bir insan ne kadar akıllı olursa olsun birçok şeyi unutabilir. Unutulmaması istenen şey bir yere yazılmalıdır.

Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste: İnsanlara zulmedip onların ahını almamalıyız. Böyle yapıldığında başımıza sürekli olarak felaketler gelebilir.

Almadığın hayvanı kuyruğundan tutma: Kişi, bir şeyi almayacaksa ona yakınlık gösterip ilgi göstermemeli, onu alacakmış gibi davranmamalıdır.

Altı olur, yedi olur, hep Allah’ın dediği olur: Kişi ne hesap yaparsa yapsın sonunda Allah’ın bizim hakkımızda takdir ettiği ortaya çıkar.

Altın anahtar her kapıyı açar: Paranın halledemeyeceği, ortadan kaldıramayacağı hiçbir engel yoktur.

Altın ateşte, insan mihnette belli olur: Altının değeri ateşe olan dayanıklılık ile ölçülür. Bir kişinin değeri de zorluklarla karşı karşıya kaldığı zaman ortaya çıkar.

Altın eli bıçak kesmez: İşinin ehli olan kimseyi hayat zorlukları kolay kolay etkileyemez. Bir an onu sarssa da yıkamaz.

Altın eşik, gümüş eşiğe muhtaç olur: Zenginliğe de makama da güvenilmemelidir. Bulunduğu mevkiye güvenip kendinden güçsüzleri küçük gören günün birinde sıkıntıya düşer. Onların yardımına muhtaç olabilir.

Altın pas tutmaz: Şerefli, temiz insana, hiç kimse leke süremez.

Altın yere düşmekle pul olmaz: Dürüst ve değerli bir kişi bulunduğu yüksek yeri (makam-mevki) yitirip önemsiz bir yerde bulunmak zorunda kalsa bile değerinden bir şey kaybetmez.

Aman diyene kılıç kalkmaz: Mertliğinize güvenip size teslim olan düşmanın canına kıyılmamalıdır.

Amcamla dayım, hepsinden aldım payım: Yakınlarından beklediği ilgi ve yardımı görmeyen bir kimse onlardan artık yeni bir istekte bulunamaz.

Ana gibi yâr olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz: İnsanlar içinde bize anne kadar candan bağlı dost yoktur.

Anan güzel idi hani yeri, baban güzel idi hani evi: Hiçbir duruma güvenilmez, bizim olan şeyler elimizde sürekli olarak kalmazlar.

Anasına bak, kızını al, kenarına (kıyısına, tarağına) bak, bezini al: Bir kızın karakterini öğrenmek isteyenler, anasının durumunu göz önüne alırlarsa aldanmamış olurlar.

Anca beraber, kanca beraber: İki veya daha çok kişi yaptıkları iş kötü de gitse birbirlerinden ayrılmamalıdırlar.

Anlatışa göre verirler fetvayı: Haksız kişi, olayı kendisini haklı gibi göstererek anlatırsa dinleyen ona hak verir.

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az: Anlayışlı kimseleri en küçük bir söz bile etkiler oysa anlayışsız kimselere ne söylense yararsızdır.

Arayan Mevlasını da bulur, belasını da atasözü ve anlamı: İyi erek yolunu tutanlar iyi ereğe, kötü erek yolunu tutanlar kötü ereğe ulaşırlar.

Ardıcın közü olmaz, yalancının sözü olmaz atasözü ve anlamı: Ardıç ağacının ateşi çabuk geçer, kül olur. Yalancının sözü de böyledir; ona da güvenilmez.

Ar dünyası değil, kar dünyası atasözü ve anlamı: Kişi, namusuna dokunmadıktan sonra, şu ya da bu işi yapmaktan utanmamalı, para kazanmamalıdır.

Arı, bal alacak çiçeği bilir atasözü ve anlamı: Açıkgöz kişi, çıkar sağlayabileceği yeri bilir.

Arı, bey olan kovana üşer atasözü ve anlamı: Halk, kendisine önderlik edecek kişinin çevresinde toplanır.

Arıca etek, kuruca yatak atasözü ve anlamı: Ölümcül hastalar için Tanrı’dan dilenen şey, çamaşırını, yatağını kirletir duruma gelmeden ona Azraili göndermesidir.

Arı gibi eri olan dağ kadar yeri olur atasözü ve anlamı: Çalışkan kişileri olan aile toplumlar, her yerde bol kazanç bulurlar; bütün dünyayı kendi malları sayarlar.

Arık arının, ad arınmaz atasözü ve anlamı: Madde pisliğini temizlemek kolaydır. Ama kirlenen ad ve namus temizlenemez.

Arık ata kuyruğu (da) yüktür atasözü ve anlamı: Güçsüz kişi, kimseye yardım edecek durumda değildir. Bu yardım ne kadar az ve yardım edilecek kimse ne kadar yakını olursa olsun.

Arık etten yağlı tirit olmaz atasözü ve anlamı: Değersiz kişiden yararlı iş, verimsiz topraktan bol ürün beklenemez.

Arı kızdıranı sokar atasözü ve anlamı: Kişi kendisini sinirlendirene saldırır; sonunda öleceğini bilse bile.

Arı söğüdü, akıllı öğüdü sever atasözü ve anlamı: Herkes işine yarayan şeyi benimser.

Arife günü aşa ne, bayram günü tıraşa ne? Atasözü ve anlamı: Her olayın, her nesnenin çoğaldığı bir zaman vardır. Böyle zamanlarda o olay ve nesnelere eskisi denli önem verilmez.

Arife günü yalan söyleyenin bayram günü yüzü kara çıkar atasözü ve anlamı: Bir sözüm yalan olduğu çabuk anlaşılırsa ve söyleyen, topluluk içinde utanılacak bir duruma düşer.

Arife tarif gerekmez (ne hacet) atasözü ve anlamı: Anlayışlı kişiye uzun uzadıya açıklama yapmaya gerek yok. O leb demeden leblebiyi anlar.

Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim atasözü ve anlamı: Kişi, yaradılış ve gidişine kimselerle arkadaşlık kurar. Onun için bir adamın arkadaşını tanırsak, o adamın kimliğini öğrenmiş oluruz.

Arka gerektir arka, ya utana ya korka atasözü ve anlamı: Bir kimsenin işini istediği biçimde yürütülebilmesi için sözü geçen ya da kendisinden korkulan birisine de yanması gerekir

Ata eyer gerek, eyere er gerek: Bir işte hem donatım hem de yönetici iyi olursa verim alınır.

Ateş düştüğü yeri yakar: Bir felâket ya da üzücü olay gerçek anlamda yalnızca ilgili kimselere acı verir. Uzak kimselerin acıları kısa süre sonra biter.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz: Bir durumun göstergesi belirtisinin görülmesiyle anlaşılır.

Ateşle barut bir yerde durmaz: Bir arada bulunmaları tehlikeli olan şeyler birbirinden uzak bir yerde tutulmalıdır.

Atı atasıyla, katırı anasıyla: Soyu belli olan kişiden zarar gelmez. Soyu belli olmayan kişiden ise korkulur.

Atılan ok geri dönmez: İyice düşünülüp taşınılmadan bir şey yapılmamalıdır. Acele ile bir iş yapıldığında dönüş mümkün olmayabilir.

Atın ölümü arpadan olsun: Bir şeyin uzun süre yokluğunu çeken kişiler, kendilerine zarar vereceğini bildiği halde onu kullanırlar.

Atın varken yol tanı, ağan varken el tanı: İmkânlar el verdiği müddetçe gezmek, dolaşmak, eş dostu ziyaret etmek gerekir.

Atına bakan ardına bakmaz: Dört dörtlük işini yapan kişiler, kötü durumlardan kendini kurtarır. Dönüp arkasına bakmaya gerek duymaz.

Atlar nallanırken kurbağa ayağını uzatmaz: Kişilere hakkettiklerine göre değer verilir. Değersiz birisine değerli biri gibi ilgi gösterilmesi beklenmemelidir.

Atlasa kıl yapışmaz: Dürüst, başarılı kimseler hakkında söylenen karalayıcı sözler, iftiralar kalıcı etki yapmaz.

Aş taşarsa çömcenin değeri kalmaz: Bir işin vakti geçti mi onu düzeltmek bazen mümkün olmayabilir.

Aş taşında kepçeye paha olmaz: Aslında önemsiz gibi görülen bazı şeyler istenmeyen bir durumu önlediği zaman oldukça değerli bir şey olur.

Aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur: Bir işi yapan zorluklarla karşılaşır. Dolayısıyla bundan övünme payı çıkarmak da onun hakkıdır.

Âşık alemi kör, dört yanını duvar sanır: Tutkun kimseler, kendilerini öyle kaptırırlar ki her davranışta bulunabilirler. Gözleri adeta dış aleme kapalı gibidir.

Aşını, eşini, işini bil: Kişi, iyi ve mutlu bir hayat yaşamak istiyorsa eşini, işini ve yiyeceğini seçerek almalıdır. Mutlu olmanın en önemli kriteri bu üç şeydir.

Aşk ağlatır, dert söyletir: Âşık olan kişinin yüreği yaralıdır. Dolayısıyla bu dert onu daima ağlatır.

Aşk olmayınca meşk olmaz: Kişi bir şeye karşı güçlü bir sevgi ve ilgi beslemezse bir sonuç elde etmez. 

Attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek: Bir kişi attan düştüğü zaman bunu yaralanmakla geçirir. Eşekten döşenin ise kurtuluşu olmaz, ölür.

Ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz: Her kuş nasıl bir şekilde avlanabilirse kişinin başına da her zaman bir iş gelebilir.

Ava giden avlanır: Başkasına zarar vermek için yola çıkan kişi kendi yaşamını da tehlikeye atmış olur.

Avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar: Kimi kadınlar vardır ki evi yaşanacak hâle getirir. Kimi kadınlar da davranışlarıyla ailenin Ayı sevdiği yavrusunu hırpalar: Hırpalamak her zaman kötülük yapmak için olmaz, sevgiden kaynaklanan hırpalamalar da vardır.

Az ateş çok odunu yakar: Az sayıda kötü insan, çok sayıda iyi insanın başını belaya sokabilir.

Az eli aşta gör, çok eli işte gör: Yemek az kişiyle onun dışında kalan işler ise çok kişiyle daha çabuk yapılır.

Az olsun, uz (öz) olsun: Yaptığınız iş, edindiğiniz şey az olabilir ancak temiz ve iyi olmalıdır.

Az veren candan, çok veren maldan: Varlıklı olmayan kimsenin yardım veya armağan olarak az şey vermesi büyük fedakârlıktır, varlıklı kimsenin vereceği armağan ve yardımlar fedakârlık sayılmaz.

Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz: Büyük şeyleri elde edebilmek için önce küçük şeylerle yetinmek gerekir.

Azı bilmeyen çoğu hiç bilmez: Küçük de olsa bir iyiliğin değerini bilmeyen, daha büyük iyiliklere layık değildir.

DEVAMI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu